19 Mart 2018 Pazartesi
Vergi borcu iddiasıyla haciz uygulamasında zamanaşımı süresi nedir?
Alo Sgk | 08:53 | Haciz | Hürses Gazetesi | Mükellef | Nazlı Gaye Alpaslan | Vergi Borcu | Yazarlar | ZamanaşımıVergi borcu iddiasıyla haciz uygulamasında zamanaşımı süresi nedir?
Av. Nazlı Gaye Alpaslan
Hürses
6183 sayılı AATUHK 102. maddesinde kamu alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen takvim yılı başından itibaren 5 yıl içerisinde tahsil edilemeyen miktarlar zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır. Biz bu uygulamayı, “Kamu İcra Hukuku Alanında Tahsil Zamanaşımı” olarak tanımlıyoruz. Tahsil zamanaşımı, mükellef ve idare açısından hüküm ifade eden ve re’sen dikkate alınması gereken önemli bir olgudur. Mahkemeler veya uygulayıcı vergi idaresi, tahsil zamanaşımını mutlak surette dikkate almak durumundadır. Tahsil zamanaşımını uygulamayan kamu görevlisi suç işlemiş sayılır.
Zamanaşımından sonra mükellefin bilinçli bir şekilde ve gönüllü olarak zamanaşımına uğramış bir borç için ödeme yapması halinde bu alacak idare tarafından kabul edilir.[1] Bazı hallerde kamu görevlileri zamanaşımını kesmeye yönelik olarak kendi cebinden amme borçlusunun bilgisi dışında ödeme yapabilir. Ancak bu durum yargı tarafından kesinlikle kabul edilmemektedir. Hatta bu işlemi yapan kamu görevlisinin görevini kötüye kullandığı ileri sürülebilir. Çünkü, amme borcu tahsil zamanaşımına uğramış ise artık bu konuda sembolik bir miktarda borcu kapatmaya yönelik ödeme yapılması hayatın olağan akışına aykırı olur.[2]
Bilindiği gibi, 6183 sayılı AATUHK’nun 62. Maddesi hükmüne göre, amme borçlusunun vadesi geçen borcu dolayısıyla sahibi olduğu menkul ve gayrimenkullere haciz konulabilmektedir. Haciz, alacaklı amme idaresi tarafından konulmaktadır. Borcunu ödeyen amme borçlusunun haczi borç bitmesi nedeniyle kaldırılır. Amme borçlusunun, borçlu olduğu miktar kadar bir bölüm menkul veya gayrimenkullerine haciz konulur. Örneğin, 4.000 TL amme borcu olan bir mükellefin sahibi olduğu; 10 adet mesken için ayrı ayrı haciz konulamaz. Amme borcuna yetecek miktarda sadece bir gayrimenkule haciz konulur. Hacizlerin kaldırılması sırasında borcun ödenip/ ödenmediği araştırılır. Bu araştırmalar sadece haczi koyan vergi dairesi bazında yürütülmez. Türkiye çapında bütün vergi dairelerinde haczi kaldırılacak olan mükellefin başkaca borcunun olup/olmadığı araştırılması sonucunda haciz kaldırılır. Yine, aynı örnekte (A) vergi dairesine borcu olan bir mükellefin bu vergi dairesine borcunu ödemesi durumunda haciz kalkmaz. Bu mükellefin Türkiye çapında (A) vergi dairesinin haricindeki bütün vergi dairelerine de borcunun bulunup bulunmadığının araştırılması yapılarak çıkarılacak neticeye göre haciz ya kaldırılır veya ilgili vergi dairesine olan sürpriz borç da ödenmesi koşulu ile hacizler öylece çözülür.[3]
Vergi daireleri tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasında süre önemlidir. Çünkü, sonsuza kadar bir vergi haczinin gayrimenkul üzerinde kalması düşünülemez. 6183 sayılı yasanın 73, 74 md hükümlerine göre, hacizlerin suratle paraya dönüştürülerek tasfiye edilmesi zorunludur. Satış sonucunda elde edilen bedel suratle amme borcunun itfa edilmesi için uğraşılır. Satıştan elde edilen bedelden öncelikle bu menkul veya gayrimenkulün aynından doğan vergiler tahsil edilir. Daha sonra yapılan takip marafları ve amme alacağı satış bedelinden düşülür. Daha sonra kalan kısım, hacze iştirak etmiş başka daire yoksa borçluya verilir. Hacze iştirak etmiş başka daire olduğu takdirde ise, artan kısımdan öncelikle bu dairelerin alacakları ayrıldıktan sonra bakiyesi borçluya verilir.[4]
Amme borçlusunun vadesi geçmiş borcu dolayısıyla haczedilen menkul malları 3 ay içerisinde paraya çevrilerek gereği yerine getirilmelidir. (Bkz. 6183 sayılı kanun md. 77). Diğer yandan, haczedilen malların sonsuza kadar üzerinde haciz şerhinin bekletilmesi mümkün değildir. Aksi takdirde borçlu mağdur olacağından dolayı, menkul mallarda haczin yapıldığı tarihin 3. gününden itibaren tahsil dairesi 3 ay içerisinde satışa gitmek zorundadır. Aksi takdirde haciz tutanağı düşer. Gayrimenkullerde ise, yine hacizlerin suratle neticelendirilmesi zorunludur. (Bkz. 6183 sayılı kanun Madde 97).
Bir gayrimenkul üzerindeki kamu haczinin sonsuza kadar devam ettirilmesi olanaksızdır. (Bkz. 6183 sayılı kanun md.92). Uygulamada alacaklı amme idaresi koyduğu haczi kaldırmayıp sonsuza kadar sürdürebilmektedir. Bu uygulama son derece hatalıdır. Gayrimenkulün md. 94 hükmüne göre suratle ihaleye çıkarılarak satılması gerekecektir. Haciz, zamanaşımını kesen bir sebeptir...
Kaynak ve Yazının Devamı ► http://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/vergi-borcu-iddiasiyla-haciz-uygulamasinda-zamanasimi-suresi-nedir/haber-17627
Yazı Hakkında Yapılan Yorumlar: